24 Ekim 2011 Pazartesi

Devletin İşi Bitmez

Merhaba,

Yazı yazmayalı epeyce bir uzun zaman oldu, sebebide çok yoğun bir şekilde çalışmamdı. Bugün niye mi yazdım? Çünkü İstanbul'dan gidebilmem için davanak olarak gördüğüm mahkemeyi kaybettiğimi öğrendim, paylaşmak (dertleşmek) istedim. :) Aslında ben kazanırdım diye düşünüyorum ama mahkeme işte ne olup, olmayacağı karar çıkmadan belli olmaz. Tabi birde koskoca üniversite ile mahkemeliksin, duruşma yok, bir şey yok, birçok yüksek mevkilerdeki hukukçuyu içinde barındırıyor ve ister istemez acaba bir müdahale oldu mu sorusu geliyor aklıma! ama Hukuk Bağımsızdır.

Benim ümidim makhemeyi kazanıp, kayıtlı olduğum üniversitenin olduğu yere gitmek oradan da daha önce kayıtlı olduğum Sınıf Öğretmenliğini bitirip ne yapacaksam ondan sonra yapmaktı.

Bu uzunca arada neler mi oldu?

Ömür Bey Aşk Hayatım diyip yana yansın, ben bu sürelerde eski bir dostumun çok öncelerden nişanlandığını sonrada evlendiğini öğenmiştim daha sonrada kiminle evlendiğini bile öğrendim.  (İnsanlar nişanlılarına tezlerinin teşekkür kısmında atıfta bile bulunabiliyor. Çok hoşuma gitti bu davranış, Tebrikler) Romantik olmadıktan sonra kaybetme şansı(n)mız çok. Çok iyi olabilirsin, en iyisi olabilirsin ama Romantik olmadıktan sonra kaybedersin. Bak senin yüksek lisans eğitiminde var, sosyal yününde var, şansın daha yüksek. Ben romantik değilim, eğimimimde düz lise:)
Dip Not: Bu dostumun abisi de evlemiş, her ikisinede mutluluklar.

Bilindiği gibi 6111 sayılı kanunla beklenen son öğrenci affı çıktı. Tabi bundan yararlanmak için bende başvuruda bulundum. Kayıt işlemleri için gerekli prosedürleride yerine getirmiştim ama mahkemeyi kabettik. :)

Anadolu Üniversitesinde alttan bir tane dersim kalarak 3. sınıfa geçtim. Mahkemeyi kaybetmeye üzülmedim de bu bir dersimin kalmasına üzüldüm. Bu dersi verseydim ilk iki yılın bütün derslerini vermiş olacağımdan önlisans diploması almaya hak kazanıyordum. Bu da benim ilerleyen zamanlardaki görevde yükselme sınavlarına başvuru yapabilmeme imkan tanıyacaktı.

Aylardır diyecek kadar uzun zamandır sabah 8 de iş başı yapıyor, öğle arası vermiyor, akşam 9 civarı çıkarak günde ortalama 13 saat aralıksız çalıyorum. Bunun yanında da hafta sonlarıda gelip çalışıyorum ama aynı yerde sayıyorum. Tanıdık olmayınca bazı yerlerde bir şeyler olmuyor malesef. Mahkemeyide kaybettimya bu çalışmama daha fazla ücret verecek, işimi yapıp çalıştığım sürece görevime son vermeyecek, krizlerden vs. etkilenmeyecek bir kurum olsa belkide istifa eder oraya geçerim.

Mahkemeyi kabettiğim içinde biraz düşüncedeyim, istifa edip gitsem okulu bitirsem mi? Gitmek istediğim yerler yeni kurulan üniversitelerden, okul bittikten sonra akademik kadro alımları daha çok, başvuran daha az, İstanbul'da akademik görev yapan bir çok kişiden daha iyi iş yapabiliyorum ve anlatabiliyorum. İstanbulda iş yoğunluğundan dolayı böyle bir şeyi yapma imkanım olmaz gözüküyor. (Bu yüzden okulu buraya aldırmadım. Yoksa ilk yıl ve bu 6111 sayılı kanundaki açıklardan yararlanarak buraya aldırabilirdim ama ilerisi gelmezdi.) Beni buraya bağlayan önceden belki başka şeyler vardı ama uzun süredir bir şey yok, karnım nedere daha çok doyarsa oradayım felsefesi mevcut artık. İstifa etsem biriktirdiğim para beni bir süre bakar. Ne yapsam ne etsem bu konuda da biraz düşüncedeyin, görüşü olan paylaşırsa sevirinim.